Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr – Somali’nin günümüzdeki hâlini alması, 1980’li yılların sonunda başlayan iç savaşla birlikte başladı. 1960’lı yıllarda Somali ile birleşen Somaliland, iç savaşla birlikte 1991 yılında Somali’den ayrıldı ve bağımsızlığını ilan etti. Ancak o zamandan bu zamana kadar geçen sürede, uluslararası toplum Somaliland’ın bağımsızlığını tanımadı ve bu bölgeyi Somali’nin bir parçası olarak görmeye devam etti.
Yaklaşık 5 milyonluk nüfusa sahip Somaliland, kendi para birimi ve pasaportu olan bir bölge. Liman ve havayolu bağlantısına sahip olan Somalilandlılar, Yemen’de yaşanan gelişmelerin ardından ABD tarafından, Başkan Trump’ın yeni döneminde bağımsız bir ülke olarak tanınacağını düşünüyor.
‘BEN VE HALKIM UMUTLUYUZ’
Somaliland yönetimi, mevcut bölgesel gelişmelerin ABD’nin bölgeyi bağımsız bir ülke olarak tanıma umutlarını artırmış durumda. Somalilandlılar, bir süper güçten onay almanın küresel yatırım fırsatlarını artıracağını ve bununla birlikte elde edilecek kazanımların daha geniş diplomatik ve güvenlik bağları sağlayacağını düşünüyor. Ancak bazı analistlere göre, böyle bir gelişme bölgedeki gerginliği de artırabilir. Somaliland’ın bağımsızlığının tanınması, bölgede bulunan Eş-Şebab başta olmak üzere çeşitli terörist grupları daha da güçlendirebilir. Ayrıca böyle bir karar, Afrika’da çözümsüz kalan farklı bölgesel meseleleri de tekrar alevlendirerek ABD’ye yakın olan ülkelerin bölgedeki çıkarlarını olumsuz etkileyebilir.
Somaliland lideri Abdurrahman Muhammed Abdullah
Somalilandlı yöneticilerin bu konuda umutlarını artıran en önemli faktör zamanlama. Yakın zamanda Eş-Şebab terör örgütünün Somali’yi hedef alan saldırılarının artmasıyla birlikte Trump yönetiminin Somali’nin başkenti Mogadişu’da bulunan ABD Büyükelçiliği’ni kapatmaya hazırlandığı iddia edilmişti. Bu durumdan ayrı olarak, Somaliland’ın hemen karşısında bulunan Yemen’de faaliyet gösteren Husilerin ticari gemilere gerçekleştirdiği saldırılar, Süveyş Kanalı’nı kullanacak olan ticari gemiler için büyük bir endişe kaynağı. Bir diğer önemli etken ise Afrika’da her geçen gün artan Çin etkisi.
The New York Times’a konuşan Somaliland lideri Abdurrahman Muhammed Abdullahi, bölgenin önemli bir fırsata sahip olduğunu ifade ederek “Ben ve halkım, Başkan Trump’ın iş odaklılığının Somaliland’ın tanınmasına yol açacağı konusunda umutluyuz. Bu durum, bu zamana kadar sahip olduğumuz en büyük fırsat” şeklinde konuştu.
ASKERİ ÜS TEKLİF EDECEKLER
Tüm bu yaşananlardan ayrı olarak Abdurrahman Muhammed Abdullahi’nin önümüzdeki dönemde ABD’ye bir ziyaret gerçekleştirmesi planlanıyor. Ziyaret sırasında ABD ile Somaliland arasında imzalanması beklenen anlaşmalardan birisinin de ABD’nin Somaliland’da kıyı şeridinde belirlenen bir bölgeye üs kurmasına yönelik olması bekleniyor. Somaliland’da kurulacak olası bir ABD üssünün Kızıldeniz’deki ticareti daha güvenli hale getirebileceği belirtiliyor.
ABD’nin bu olası üs sayesinde Somali ve çevresindeki gerilimleri de daha yakından takip etmesi planlanıyor. Geçtiğimiz hafta, ABD Afrika Komutanlığı’nda görevli General Michael E. Langley, ABD Senatosunun Silahlı Hizmetler Komitesi’ni El Kaide ve DEAŞ’ın bölgedeki faaliyetleri konusunda uyararak,“Bölge kontrolsüz bırakılırsa, ileride ABD için tehdit oluşturabilecek sonuçlara neden olabilir” demişti.
‘BİZ TUTARLI ŞEKİLDE ABD’Yİ SEÇMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Somaliland’ın halihazırda izlediği ABD yanlısı politika, ABD’de Trump yönetiminin Somaliland ile daha fazla ilişki kurması gerektiği konusundaki çağrıları da artırıyor. Somaliland, Tayvan ile yakın diplomatik bağlara sahip olmakla birlikte, kendisini Çin’e Afrika’daki artan nüfuzuna karşı koymaya istekli Amerikan müttefiki olarak tanımlıyor.
Somaliland lideri Abdullahi’nin daha önce yapılan röportajlarda,“Birçok ülke, ABD ile Çin arasında seçim yapmak zorunda kaldığında, ikincisini tercih ediyor. Biz tutarlı bir şekilde ABD, Tayvan ve diğer özgür, demokratik ortakları seçtik ve seçmeye devam edeceğiz” dediği biliniyor.